Gençlerbirliği maçıyla başlayalım bir süredir yazamadığımız yazıların devamına. Mutlak kazanmamız gereken bir 3 puan ve Ordu'da güzel bir havada yine tutuk bir Orduspor sahada ancak Umbides sahnede attığı ve attırdığı gol ile rakibe çıkan kırmız karttaki payı maçın adamı ve gelen 3 puan.
Arkasından sırada Kayseri var. Ordu'dan Orduspor sevdalısı yürekler deplasman yollarında. Yorucu ama eğlenceli bir yolculuğun arkasından Kayseri'ye ulaşıyoruz. Üni-Akıncılar Erciyes ekibimizde bizimle ve kendimizi ev sahibi olarak gördüğümüz bu mücadele öncesi Kayseri'de yaşayan Samsunspor'lu kardeşlerimiz de yanımızda. Şanssızlığımız ise üniversitelerin tatil döneminde olması ve Kayseri hatta çevre illerden gereken desteği alamamış olmamız.
İç Anadolu'da yine yakan bir sıcak saatlerce bekleyen taraftarımız nihayet Kadir Has Stadı'nda. Sahaya ilk çıkan Saso Fornezzi tribünlere çağırılırken maçın adamı olacağı konusunda hemfikiriz tribünde. Ama bir süpriz de beklemiyor değiliz. İlk deplasman galibiyeti neden olmasın.
Ancak olmuyor. Sahada yine deplasmanların en kötü futbolunu oynayan Orduspor var, oyun kalemizin içinde oynanıyor. İlk yarı yeterince iyi sesi çıkan taraftarımız da artık yoruluyor takımla birlikte. Kapalı Kale grubu bizi dinlerken ilk yarı zaman zaman şimdi biz onları dinliyor, Kayserispor ataklarında Fornezzi'ye dualarımızı ediyoruz dayan Fornezzi diye. Maç bitiyor. Bursa ve Eskişehir'de olduğu gibi son bölümde golü yemiyoruz bu sefer, ama sevinsek mi üzülsek mi bilemiyoruz.Bir Kayseri macerası da bitiyor böylece, golsüz beraberlik alınan bir puan ve yine kötü bir futbolu arkasında soğuk bir havayla birlikte bırakarak.
Dönüyoruz Ordu'muza. Şimdi ki hedef İstanbul BBSK. Aynı puanda olduğumuz rakibimizle çok önemli bir maç bizi bekliyor. Tribünde yerimizi alıyoruz ve Umbides'in bize yine bir hediyesi var. Maça 1-0 başlıyoruz adeta ama cevapta bir o kadar erken geliyor. Atila'nın rakibine bıraktığı boş alanlar Visca'yı maçın adamı yapabilecekken Cuper ilk hamleyi onu oyundan almakla yapıyor. İlk yarının sonlarına doğru ise bizim bu maçı kazanmamıza mani olan hadise gerçekleşiyor. İbrahim Kaş sakatlanıyor ve Ali Çamdalı yine defans rolüne bürünüyor. İkinci yarı yine ayağımızda top tutamıyoruz, ileri çıkamıyoruz ve iyiden iyiye geriye yaslanıyoruz ve gol de geliyor. Rakip son anlarda yine goller kaçırırken karşılaşmanın hakemi de kontrolünü tamamen kaybediyor. Bu kadar önemli bir maçta elimizdeki 3 puanı kaçırıyoruz. Tribünlerde yaşanan ciddiyetsizlik ise başlı başına ayrı bir konu.
Bu maçın ardından asıl kayıp ise İbrahim Kaş oldu. Onun yokluğunda umarım Ali'yi defansta izleme işkencesine maruz kalmayız. Önümüzde çok önemli ve avantajlı olduğumuz bir fikstür var, hala avantaj bizim elimizde bunu kaybetmeyelim. Yapılan her türlü yanlışa rağmen bu takım bizim, bu şehir bizim.
Üç haftada 5 puan almak kağıt üzerinde ve bu sene oynanan lige bakınca fena değil, ancak ister istemez üzülüyoruz kaçan puanlara. İçerde artık beraberlik bile bize lüks, deplasmana gelince orada başka bir takım oluyor sahada. Sırada Galatasaray maçı. Bir dönüm noktası daha olur mu? Neden olmasın. Zor olduğunu çok iyi bilsekte bu takıma olan sevdamız hiç dinmeyecek. Arena'ya Orduspor taraftarını memleket sevdalılarını bekliyoruz.
